Osmanlı Tokadı Atabilmek için Mermer Tokatlayan Yiğitler - Medya Budur

Matbuat Basın Derken Medya

Yaratıcı çözümler üretir; markalar için iletişim stratejileri geliştirir...

Osmanlı Tokadı Atabilmek için Mermer Tokatlayan Yiğitler


Osmanlı tokadı; yağlı mermer tokatlayarak bilek geliştiren ve tek tokatla koca atları devirebilen ızbandut cengaverler tarafından atılabilen, son derece ölümcül bir yakın dövüş silahı! Yakın tarihli kazılarda bulunan kafatasları beyne doğru göçmüş bahtsız yamuk iskeletler bunun bir ispatı olsa gerek.


Pirinç ve hamurla beslenen Delil (Başıbozuk veya Delibaş) isimli özel kıyafetli birliğin askerleri sürekli dökme kurşun bilekliklerle dolaşır ve sadece harp esnasında bu 2,5 kiloluk bilekleri çıkarırlarmış. Zamanla dilimize "deli" olarak geçen kelimenin kökeninin de Delibaş'tan geldiği biliniyor.


Bu arada Osmanlı tokadı, her Osmanlı askerinin değil, sadece alanında uzman kişilerin uygulayabildiği tehlikeli bir tekniktir.





Kömür karası ile yüzlerini boyayan, kısa pala ve hançerler kuşanıp çeşitli postlar giyen Delibaş askerler özel kıyafetleri ile harp alanına çıkar kefen kuşanarak hendeklere yerleşirlerdi. 


Üzerlerine gelen düşman askerleri umumiyetle at üzerinde olduğundan at tokatlayarak hasım düşürmek de o yıllarda mühim bir beceri haline gelmiş. Tecrübesini mermer tokatlayarak kazanan devasa ellerle muhatap olan atlar da muhtemelen sakat kalıp sürünmek yerine ölmeyi tercih ediyordu.


Esasen İslam şeriatında ve Osmanlı kültüründe tokat atmak, kavga esnasında rakibini aşağılamak için kılıcın kesmez ters kısmı ile saldırmaya benzer şekilde hoş görülmeyen ve ayıplanan bir hareket olarak kabul edilirdi. 


Keza yumrukla ilk saldıran kişi olmak da hoş karşılanmazdı. Osmanlı tokadının savaş araç ve gereçlerinin harp esnasında yere düşmesi veya kırılması sonrasında yeni taktikler üretebilme maksadıyla yaygınlaştığını savunan bir görüş de söz konusu.


Kavgada sıkletçe ve yaşça büyük olan kişi, rakibini şiddetli bir tokatla uyarır ve bu olay, elbette araya girenlerin de tesiriyle son bulurdu. Silahlar elden düştüğü yahut kırıldığı zamanlarda ise gereklilikten kullanılan bir nevi savunma ata sporu.


Pastan nemden korumak için zırhlarını yağlayan Ortaçağ askerleri ise sanırım araya girip ayıran olmadığından ne yazık ki bizim yağlı mermer'den talimli Başıbozuklara karşı pek de başarılı olamamışlar... 


OSMANLI TOKADI; silme tekniği, avuç içi tekniği, serme tekniği elin tersi tekniği ve süvari tekniği olarak gruplandırılırdı.


Osmanlı tokadı nasıl atılır?


Gerekli görüldüğü durumlarda yüze veya enseye; bilek ve dirsek kırmadan omuzdan güç alınarak olanca tesirle uygulanırdı. Asıl Osmanlı tokadı bu şekilde uygulanabileceği gibi; burun hedeflenerek, avuç içi biraz yumuşak bırakılarak yüzün tam ortasına, el ayası burun ucuna isabet gelecek şekilde de atılabilirdi. 


Yanaklara veya enseye kuvvetle yahut bu şekilde uygulandığında; Allah muhafaza kafanın göz çukurları arasında kalan bölümü kırılıp direk olarak beynine saplanabilir böylece ani ölümlere yol açabilirdi. 


Bu tehlikeli teknik tercih edilmediğinde dahi son derece tesirli bir tokat olduğundan hızlı ve sert biçimde atıldığında boyun kırılmaları ile can kayıplarına sebebiyet verebiliyordu. Osmanlı tokatçıları nasıl eğitilir sorunuza umarız bir cevap bulabildik.


Kasap'daki ete soğan doğramayan Hilmi Özkök'ün koruması 40 askerin de bir Türk eğitmenden Osmanlı Tokadı eğitimi aldığı bilinmekte. Osmanlı tokadı miğferde iz oluşturabilecek kadar güçlüdür.


Osmanlı tokadı hakkında ilginç bilgiler ve Osmanlı tokadı atılma teknikleri yerli ve yabancı kaynaklarda detaylı listelense de zarar verici hareketler grubunda olduğundan maddelemek istemedik.


Hun ve Göktür kaynaklarında da karşımıza çıkan sersemletmeye ve bayıltmaya yönelik farklı tokat çeşitleri, Osmanlı'da bir sonraki seviyeye taşındığı için dilimize Osmanlı tokadı olarak geçmiş.


Şehir efsanesi kıvamında olsa da nakledelim; anlatılanlara göre kuvveti dilden dile günümüze kadar ulaşan Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Bey'in bir tartışma esnasında sinirle aşkettiği can alıcı tokat ilk Osmanlı tokadı olarak bilinir. 


Murat Bardakçı'ya göre ise ilk 'Osmanlı Tokadı' Sadrazam Hafız Ahmed Paşa'nın kendisine atarlanan iki Yeniçeriyi 1632'de iki tokatla yere sermesinden gelmekte.


Yine tarihten bilgiler paylaşalım. Sürekli yay gerip ok atan Türklerin elleri, tükettikleri et-hamur ve tereyağının da etkisiyle oldukça büyük olurdu. Bugün bile Kars - Ardahan gibi doğu illerinde et suyu ile güçlenenlerin büyük elli etli ellere sahip oldukları görülebilir. Cirit, güreç, çevgen gibi savaş oyunlarının gelişimlerine etkisi muhakkaktır.

Yorumlarınız Değerlidir